Kistan beri pazara her gidisimizde yeni cikan bir otu alip denemeye calistik.. Ebegumeci, isirgan, hindibag, zoga (zoa), turp otu, hardal otu, kazayagi, radika, arapsaci, istifno, izvinya (asparaca), sevketi bostan, deniz borulcesi, deniz fasulyesi, susamotu ve aklimiza gelmeyen butun diger otlar arasinda favorimiz ve yemeye doyamadigimiz 'cibez' olmustu. Mart ayinin sonlanmasiyla beraber cibez zamani gecti, biraz daha iri versiyonu 'azma' satilmaya devam etti ama tabi ki bizim icin cibezin yerini dolduramadi..
Otlarin tek tek fotograflarini cekip paylasmak ne zamandir aklimizda olan bir dusunceydi. Havalarin iyice isinmasiyla beraber birkac hafta icinde pazardaki otlarin bitecegini ogrenip, ot dosyasina baslamaya karar verdik. Bugun pisirdigimiz ilk ot halk arasinda 'susam otu' olarak bilinen 'horozibigi otu (Amaranthus retroflexus)'. Formu susam otunu andirdigindan pazarda bu isimle aniliyor ve kilosu (diger otlar gibi) 2 liradan satiliyor. Kis boyu ve bahar basinda sevketi bostan haric diger otlarin tamaminin kilosunun 1 lira oldugunu da eklemek lazim..
Bu ottan yarim kilo alip buharda pisirdik.. Soguduktan sonra uzerine limon, sirke, soya sosu ve bir diger bagimlisi oldugumuz lezzet cifte kavrulmus tahinden olusan sosu gezdirdik.. Son olarak -biraz fazla pisirdigimizi kabul ederek- bu yalanci susam otunu gercek susamlarla susledik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder