23 Mart 2013 Cumartesi

Yukarı!!


Who knows whither the clouds have fled?
In the unscarred heaven they leave no wake;
And the eyes forget the tears they have shed,
The heart forgets its sorrow and ache..

(Lowell, James Russell; The Vision of Sir Launfal.)


8 Mart 2013 Cuma

Pazara Gidelim!


Defterler, cüzdanlar, ahşap boncuklarla hazırladığımız bileklikler - kolyeler, içimizden geldiği gibi renklenen tişörtler, anne yardımıyla dikilen bez çantalar, origamiler, kibrit kutusunda defterler gibi pikniklerde, gezmelerde, sağda solda, kıkır kıkır yaptığımız ürünlerimizi toparlayıp çıkıverdik pazarlara :)

En fazla çocukların dikkatini çektik.. Rengârenk standlarımız onların da kendi istediklerini tasarlayabilecekleri atölyelere dönüştü zaman zaman :)



                                 
                                     


Tütünlükler & Cüzdanlar

   

Etrafımızda tütün sarıp içmeyi seven çokça arkadaşımız olunca; bu tütün cüzdanlarından yapmak da kaçınılmaz oldu haliyle :) Hazır başlamışken artan keçelerle de bir - iki cüzdan yapıp takımı tamamladık!









5 Mart 2013 Salı

Defterler


Okuduğumuz bölümlerden olacak içimizde hep bir kağıt sevgisi! 

Dükkanlarda kıyıda köşede kalmış tüm kağıt türlerini, renkli renkli kartonları, çeşit çeşit defterleri inceler dururduk -küçük çapta defter koleksiyonculuğuna bile başladığımız söylenebilirdi doğrusu!- 

Derken gittik Eminönü'ne, aldık kiloyla kağıtları başladık kendi istediğimiz ebatlarda ve tasarımda defterler hazırlamaya :)

İşte bunlardan bazıları..










Ginkgo biloba ağacıyla aşk yaşadığımız da anlaşılmıştır herhalde :) Çayını içmeyi, meyvesini yemeyi, tohumundan fideler yetiştirmeyi ve kuruyan yapraklarından baskı yapmayı pek severiz biz!

Başlarken..



Sıcak bir yaz bitiminde kâh arboretumda, kâh Büyükada'da, kâh Belgrad Ormanı'nda soluklanıyorken; yanımızda boyalar, kağıtlar, boncuklar, ipler ve (bir kenderin çantasını aratmayacak dolulukta) türlü türlü ıvır zıvırla durduk yere yaratmaya başladık..

Önce bu yaptıklarımızı kendimiz kullanmaya ve karşılaştığımız arkadaşlarımıza hediye etmeye başladık; sonra da bütün renkleri, gürültüsü ve cümbüşüyle pazarlarda bulduk kendimizi..

Oturup da yaptıklarımızı paylaşacak an bir türlü gelememişti, -ama hazır yeni hayallerin peşindeyken biz- başlayalım dedik anlatmaya..